İyi Parti Sözcüsü ve Ankara 3. Bölge Milletvekili Adayı Kürşad Zorlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitingi sırasında yapılan saldırılara ilişkin, “Emniyetin ve belediye başkanlığının bu saldırının göz göre göre gelmekte olduğunu bilerek önlem almaması çok vahim. Yetkililer ve tüm yurttaşlarımıza düşen görev huzur iklimini korumayı başarmak. İktidar demokrasilerde ancak sandıkta; milli irade yoluyla belirlenebilir” dedi.
Zorlu, dün partisinin Şentepe Koordinasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Burada konuşan Zorlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Erzurum mitingi sırasında yapılan provokasyonla ilgili de açıklama yaptı. Zorlu, şunları söyledi:
“Ülkemiz çok zor bir dönemden geçiyor biraz önce Erzurum’da çok ciddi bir provokasyon gerçekleşti. Cumhurbaşkanı yardımcısı adayımız konuşmasını yaparken bir topluluk tarafından taşlı saldırıya uğradı. Kendisinin sağduyulu davranışı sebebiyle aslında bugün çok büyük bir tehlikeyi milletçe atlatmış olduk. Özellikle olayın öncesinde emniyetin, belediye başkanlığının bu saldırının göz göre göre gelmekte olduğunu bilip, önlem almıyor olması da bizim için çok düşündürücü ve vahimdir. Önümüzde yaklaşık bir haftalık bir süre var öyle görünüyor ki siyasi iktidar ve onun destekçileri, milletin bu değişim arzusunu fark edip, böyle provokasyonlarla ülkeyi gerçek gündeminden uzaklaştırmaya çalışacaklar. Milletin değişim arzusunu gölgeleme yönünde bir eğilimi hep birlikte ortaya koyacaklar. Umarım bir kez daha böyle bir provokasyon ile karşı karşıya kalmayız.
“14 Mayıs’ta tüm vatandaşlarımız sandığın sahibidir”
Huzur ve sağduyu içerisinde 14 Mayıs günü sandığa gidebilmeyi başarmak en önemlisi. Bunu gerçekleştirdiğimiz zaman 15 Mayıs’ta millet olarak çok daha güzel ve huzurlu bir Türkiye’ye uyanacağız. Yetkililere, hatta bize oy versin vermesin tüm yurttaşlara düşen görev, bu huzur iklimini korumayı başarmaktır. İktidar demokrasilerde ancak sandıkta; milli irade yoluyla belirlenebilir, biz buna inanıyoruz. Zaten bizim siyasi iktidar anlayışımızın temeli bu desturu harekete geçirmek olacaktır. 14 Mayıs’ta tüm vatandaşlarımız sandığın sahibidir. Onun için de sandıklara vatandaşlarımızla birlikte sahip çıkacağız. Saat 17.00’den itibaren tüm vatandaşlarımız sandıkta görevlidir.
“Yeni bir ekonomik model diye getirdiler başımıza ekonomist olduğu iddia edilen gözleri ışıl ışıl parlayan bir bakanı ve milletimizin tüm ışıltısını ortadan kaldırdı”
Yeni bir ekonomik model diye getirdiler başımıza ekonomist olduğu iddia edilen gözleri ışıl ışıl parlayan bir bakanı ve milletimizin tüm ışıltısını ortadan kaldırdı. Hala da inatlaşarak hayat pahalılığı sarmalını devam ettiriyorlar. Sayın Erdoğan, Mehmet Şimşek ile görüşme yapmaya kalktı. O kadar emindiler ki kendilerinden binanın önüne açıklama için kürsü koydular ama eski bakan, arka taraftan gitti. Adam da bu anlayışla hiçbir şey yapılamayacağını görüyor. Bizim elbette birinci parti olma planımız var TBMM’de. Bu yetkiyi alabilirsek inşallah Hazine’nin, ekonominin yönetimini İYİ Parti kadroları alacak.
Ülkemizde maalesef nüfusumuzun yüzde 65’i asgari ücretin biraz üstünde ya da altında ücret alıyor yani bir yoksul ülkesi haline geldik. Yoksulluğu ortadan kaldırmak değil de yönetmek isteyen bir iktidar var. Biz iktidara gelirsek sosyal yardımlar kesilecek diye propaganda yapıyorlar, Allah’tan korkun. Arada Kutadgu Bilig’den alıntı yapıyorlar. Oradaki karakter adaleti temsil eder. Adalet güneştir. Bunlar adaleti, paylaşımı, kadın erkek eşitliğini bile bitirdi. Türkiye’de işlerin yüzde 53’ünü kadınlarımız yapıyor gelirin ise ancak yüzde 26’sına sahipler.”
“Sığınmacılar için yeni geri gönderim merkezleri açacağız”
Bu iktidarın bize yaptığı kötülüklerden birisi de mülteci meselesi. Bakın, Atatürk zamanında yabancıların oranının herhangi bir mahallenin nüfusunun yüzde 10’unu aşmaması yönünde kanun çıkarılmış. Öngörüye bakın. Bunlar, o kanunu da değiştirdiler. İnsan memleketine bu kötülüğü yapar mı? Biz yeni geri gönderim merkezleri açacağız. Sığınmacıları önce buraya yerleştirip etap etap ülkemizden sınır dışı edeceğiz.
Benim babaannem başını buradan bağlayan bir Anadolu kadınıydı. Ana dili gibi Kürtçe konuşan bir Türk idi. Bunları özellikle anlatıyorum çünkü Kürşad Zorlu olarak anlatmak zorundayım. Hayatımda o dönemde hiçbir şekilde etnik kökenimizin sorulduğunu bilmem. Bunlar ise sözde çözüm süreciyle ayrılık tohumları ektiler. Şimdi de kalkıp hayatını Türk milliyetçiliğine adamış olan Meral Akşener’in lider olduğu bir partiye terör yaftası vuruyorlar. Pes artık! Buradan söylüyorum Parlamento’dan da haykıracağız Akşener’in olduğu yerde teröriste asla yer yoktur. Allah’ın izniyle o Meclis kürsülerini milletimizin sesi olmak için inleteceğiz, rantçılar için değil.
Bizim devletimizin temelleri Mete Han ile atıldı. Bu devlet geleneğini getirdikleri noktaya bakın. Daha 2 bin yıl önce bu devletin geleneğinde ortak akıl vardı. Kurultayda kararlar alınırken kurultay meclisi onaylamadığı için alınamamış kararlar var. Örneğin Bilge Kağan bir karar almak istediğinde veziri karşı çıktığı için o kararı alamamıştır. Biz böyle bir devlet geleneğine sahibiz, hep birlikte el ele vereceğiz 14 Mayıs’ta 13. Cumhurbaşkanımız olacak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve Türkiye’mizin emniyet sigortası olacak İYİ Parti’ye mührü basacağız. Güneş doğduğu zaman ampuller söner.” (ANKA)
